14 Kasım 2016 Pazartesi

Çöplükten Notlar

Eski blogları çöplükten çıkarıp, üfledik üzerindeki toz tutmuş pikselleri.
Burası bir anı defteri olacaktı, bir anıdan ortaya çıkmış hayallerle yazacaktık öykülerimizi, Yaşanmış şeyleri anlatacak, yaşanmamışları da zamanla halledecektik. Birlikte edindiğimiz şiir kitaplarından en vurucu dizeyi seçmeye çalışacak, buradan paylaşacaktık. Yeni bir yazar keşfedecektik. Bu planlarımı bir sohbet sırasında dostuma anlattığım vakit; böyle bir şeyin hiçbir zaman olmayacağını, bu salak romantikliğinin hiç kimseye faydası olmayacağını belirtti. Haklıydı.
Hiçbiri olmadı. Birkaç ilişki geçti bu blogtan, birkaç insan. Yüzlerce anı. Anılardan hiçbiri birlikte değil. Belki Bir Semih Kaplanoğlu filminde dizime yatıp, filmi izleyişi vardı. Artık o ev bile yerinde değil. Onu bırakın, evin sahipleri bile yerinde değil, göçtüler. Üzüntülü iki çift göz bırakıp arkalarında. Ağlamayı beceremeyenler. En son o kötü olaydan sonra birlikte yürüdük. Hep aşındırdığımız yolu. Kek sözü vardı. Söz uçar yazı kalır derler ya, öyle olmuyormuş hiç.
Birlikte dediysek; O'nun aklında hep başkası.
Altın saçları geldi, seveceğini söyledi.
olmadı.
Biz sizin gözlerinizi çok sevdik.
Bize gelecek derken başkasına da gideceğini söylemiş, gitti.
Rafa taşıdık blogu.
Kapadık açmamak üzere, zamanla girip çıktığı defteri.